Kaygınızı Çocuğunuza Yansıtmadan Duygularınızı Yönetmenin Yolları

Bir ebeveynin kaygılı bir durumda olması, çocuk için sadece o anlık bir huzursuzluk değil, uzun vadede onun duygusal gelişimini etkileyebilecek önemli bir deneyimdir. Çocuklar, dünyayı anlamlandırmak için ebeveynlerinin davranışlarını gözlemler; özellikle belirsizlik karşısında ebeveynin verdiği tepkiler, çocuğun bu durumlara yönelik inançlarını şekillendirir. Bu nedenle, kendi kaygınızı yönetme biçiminiz çocuğunuzun kaygıya olan eğilimini doğrudan etkileyebilir.

anne ve cocuk
anne ve cocuk

1. Suçluluk Yerine Farkındalık

Kaygınızı çocuğunuza istemeden aktardığınız fikri acı verici olabilir. Ancak Dr. Jamie Howard’ın da belirttiği gibi, önemli olan suçluluk hissetmek değil, durumu fark etmek ve çözüm yolları bulmaktır. Kaygı, birçok ebeveynin yaşadığı insani bir durumdur. Önemli olan bununla nasıl başa çıktığınızdır. Örneğin, akşam yemeğinde işyerinde yaşadığınız stres nedeniyle çocuğunuza karşı sabırsız bir tutum sergilediğinizi fark ettiniz. Bunun üzerine kendinize, "Şu anda zor bir gün geçirdim ve farkında olmadan kızımı etkiledim. Önce kendi duygumu dengelemeliyim," diyebilirsiniz. Bu farkındalık, otomatik tepkilerin azalmasını sağlar.

2. Kaygının Çocuğa Geçmesi 

Kaygı genetik yatkınlıkla aktarılabileceği gibi, öğrenilmiş davranışlarla da geçebilir. Ancak bu, mutlaka çocuğunuzun da kaygılı olacağı anlamına gelmez. Stratejik yaklaşımlarla bu döngü kırılabilir. 

Eğer siz sık sık "Dikkat et, düşebilirsin!" veya "Aman hasta olma!" gibi uyarıları yoğun şekilde tekrar ederseniz, çocuk da dünyayı tehlikelerle dolu bir yer gibi algılayabilir. Bunun yerine, gerektiğinde sakin bir şekilde "Dikkatli ol, ama eğlenmeyi de unutma," diyerek daha dengeli bir mesaj verebilirsiniz.

3. Farkındalık Teknikleriyle Anda Kalın

Kaygı gelecekle ilgili "ya olursa?" düşünceleriyle beslenir. Farkındalık, zihni şimdiye döndürerek bu döngüyü kırmada etkili bir yöntemdir.
Uygulanabilecek teknikler:

  • Kas Gevşetme: Ayak parmaklarınızdan başlayarak kaslarınızı sıkarak gevşetin. Örneğin, sabah çocuğunuzun hazırlanma sürecinde gergin hissediyorsanız, mutfakta birkaç dakikalık kas gevşetme egzersiziyle bedeninizi rahatlatabilirsiniz.

  • Karın Nefesi: Derin nefes alarak bedeninizi sakinleştirin. Örneğin, çocuğunuzun oyun sırasında kavga ettiğini duyduğunuzda hemen müdahale etmeden önce 3 derin nefes alarak kendinizi merkezleyebilirsiniz.

Bu egzersizleri günlük yaşamınıza entegre etmek, kaygıyı anlık değil kalıcı şekilde yönetmenizi kolaylaştırır.

4. Tetikleyicilerinizi Tanıyın

Kaygınızı artıran ortam, kişiler veya içerikleri fark edin. Özellikle dijital içerikler (haberler, sağlık araştırmaları vb.) kaygıyı besleyebilir. Sosyal medya kullanımınıza sınırlama getirmek, zihinsel sağlığınız için koruyucu olabilir.

5. Stres Toleransı Geliştirin ve Model Olun

Çocuğunuza stresle başa çıkma yollarını öğretmenin en etkili yolu, ona örnek olmaktır. Duygularınızı ifade ederken dengeli, mantıklı ve sakin bir tutum sergilemek, çocuğunuza zor zamanlarda yol gösterici olacaktır.

Çocuğunuzun oyuncak kutusunu yanlışlıkla devirdiğini ve odanın dağıldığını düşünün. Bunun karşısında derin bir nefes alıp, "Evet, şu anda biraz sinirliyim ama bunu birlikte toplayabiliriz," demek, çocuğa zor duygularla nasıl baş edileceğini gösterir.

6. Kaygınızı Açıklayın, Ancak Abartmayın

Duygularınızı bastırmadan ama dozunda paylaşmak önemlidir. Bir tartışmadan sonra, "Sabah seni okula yetiştirme konusunda kaygılandım ve bu yüzden bağırdım. Ama bunu çözmenin başka yolları da var," demek, hem duygusal farkındalık hem de çözüm odaklılık açısından güçlü bir model olur.

7. Kriz Anları İçin Plan Yapın

Kaygı yaratabileceğini bildiğiniz durumlar için önceden strateji geliştirin. Bu sürece çocuğunuzu da dahil etmek, hem onun süreci anlamasını sağlar hem de stresin yönetilebilir olduğunu gösterir. Kalabalık bir doğum günü partisi sizin için stresliyse, çocuğunuzla önceden konuşup, "Eğer kendimi biraz gergin hissedersem dışarı çıkıp 5 dakika hava alacağım, sen de istersen yanıma gelebilirsin," şeklinde bir plan yapabilirsiniz.

8. Gerekirse Geri Çekilin

Bazı durumlar sizin için fazla tetikleyici olabilir. Örneğin, çocuğu okula bırakmak yoğun kaygıya neden oluyorsa, bu görevi geçici olarak başka bir güvenilir yetişkine devretmek, çocuğunuzu olumsuz etkilerden koruyabilir. Bu sırada siz de profesyonel destek alarak bu durumu ele alabilirsiniz.

9. Kendi Destek Sisteminiz Olsun

Ebeveynlik zorlayıcı olabilir, hele ki ruhsal bir mücadele içindeyken. Bu yolculukta yalnız değilsiniz. Güvendiğiniz arkadaşlar, terapistler ya da destek gruplarıyla bağ kurmak, hem sizin hem çocuğunuzun iyilik hali için önemlidir.

Ebeveyn olmak, mükemmel olmak değil, farkındalıklı ve öğrenmeye açık olmakla ilgilidir. Kendi kaygınızı tanıyıp sağlıklı şekilde yönettiğinizde, çocuğunuza da aynı becerileri kazandırmış olursunuz. 

Unutmayın, çocuklar sadece söylediklerimizi değil, nasıl yaşadığımızı da öğrenir.

Hayatın Her Aşamasında Danışmanlık

Seans randevusu için iletişime geçin

Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri, Denizli.

© 2024 Gülşah GÜRSOY Danışmanlık. Tüm hakları saklıdır.

Crafted by

İsmail Sezen

Hayatın Her Aşamasında Danışmanlık

Seans randevusu için iletişime geçin

Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri, Denizli.

© 2024 Gülşah GÜRSOY Danışmanlık. Tüm hakları saklıdır.

Crafted by

İsmail Sezen

Hayatın Her Aşamasında Danışmanlık

Seans randevusu için iletişime geçin

Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri, Denizli.

© 2024 Gülşah GÜRSOY Danışmanlık. Tüm hakları saklıdır.

Crafted by

İsmail Sezen

Hayatın Her Aşamasında Danışmanlık

Seans randevusu için iletişime geçin

Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri, Denizli.

© 2024 Gülşah GÜRSOY Danışmanlık. Tüm hakları saklıdır.

Crafted by

İsmail Sezen